Yapılan araştırmalara göre, yolcular, seyahat ederken zamanlarının çoğunu; hava alanlarında kuyrukta, çevreyi izleyerek ve bekleyerek geçiriyor. ABD Ulaştırma Bakanlığı yolcu şikayetleri raporuna göre, yolcuların havaalanında bekleyerek geçirdiği toplam süre şu şekilde:
Check-in sırasında 600 milyar saat
Güvenlik ve pasaport sırasında 330 milyar saat
Yön belirlemede 225 milyar saat
Uçuş bilgisi ekranı takibinde 330 milyar saat
Kapıda 650 milyar saat
Görüldüğü üzere insanlar vakitlerinin önemli bir bölümünü bu şekilde boşa harcamış oluyorlar. Vakit kavramının büyük bir önem taşıdığı bu çağda, konuyla ilgili iyileştirmelerin yapılması gerektiği kaçınılamaz bir gerçektir. Sabre Corporation’ ın hazırladığı rapora göre; teknolojik altyapıya sahip havaalanlarında belge kontrolleri daha hızlı ve güvenli şekilde yapılacak, akıllı bagaj teknolojisi kullanılacak, yolcular mobil yönlendirme ile yön belirlemeyi çok kısa sürede gerçekleştirecek ve havaalanında harcanan zaman nitelikli hale gelecek. Havaalanlarının teknoloji altyapısıyla geliştirilmesi, günümüzdeki hava trafiği açısından da önem taşıyor. Havayolları ile seyahat eden yolcuların sayısı her geçen gün arttığı gibi, 2030 yılına kadar hava trafiğinin iki kat artacağı tahmin ediliyor. Artan yolcu trafiğini ve karşılaşılan bu sorunları başarılı bir şekilde optimize etmek için havaalanlarının teknoloji tabanlı çözümler üretmesi gerekiyor. Bu doğrultuda, yakın gelecekte teknolojiyi etkili kullanan havaalanları yaygınlaşacak ve ‘akıllı havaalanı’ kavramı hayatımıza girecek.
Projelervefonlar.com’ da bu konu ile ilgili de hibeler bulunuyor. Özellikle ‘Smart Airports’ proje hibesini incelemek ve detaylı bilgi edinmek için PF’ i ziyaret edebilirsiniz.